Avukatların Araç Satın Alması mı Yoksa Kiralaması mı Avantajlı?

I – GİRİŞ

Özellikle otomobiller üzerindeki vergi yükünün fazlalığı, konuyu daha da ilgi çekici kılıyor.

Bilindiği üzere binek otomobiller %45 ila %145 arasında değişen oranda özel tüketim vergisine tabi. Ek olarak özel tüketim vergisi dahil tutar üzerinden hesaplanan %18 oranında katma değer vergisi söz konusu. Söz konusu KDV’nin indirim konusu yapılmasının mümkün olmadığı da göz önüne alındığında, bu durum işletmeler için ciddi bir maliyet unsuru ve finansman yükü oluşturmakta.

Avukatların yeni bir araç satın almak veya kiralamak arasında ikilemde kalması durumunda aşağıdaki açıklamaları dikkate alarak tercihlerini yapmalarında büyük fayda var.

Öncelikle belirtelim taşıt giderlerine ilişkin Gelir Vergisi Kanunu’nun 68/5. Maddesinde serbest meslek kazancının tespitinde kiralanan veya envantere dahil olan ve işte kullanılan taşıtların giderleri indirim konusu yapılabileceği hüküm altına alınmıştır.

II – SATIN ALINMASI

Binek otomobil satın alınması durumunda karşı karşıya kalacağınız vergisel düzenlemeler özetle şöyle:

1- Yıl içinde satın alınan binek otomobil için 12 ayı kapsayan şekilde amortisman ayırmak mümkün değil. Alındığı aydan, yıl sonuna kadar olan dönem için, aylık amortisman hesaplanıp, gider yazılabiliyor (kıst amortisman uygulaması). Bu nedenle amortisman giderleri açısından düşündüğümüzde yıl sonuna yaklaştıkça otomobil satın almanın cazibesi azalıyor. Diğer taraftan kredi kullanarak araç satın alınıyorsa ilk yılın faiz giderlerinin maliyete eklenmesi zorunlu. İzleyen yıllarda ise ihtiyari.

2- Binek otomobil alımı için yüklenilen KDV indirim konusu yapılamıyor. Vergisi matrahının tespitinde gider ya da maliyet unsuru olarak dikkate alınıyor. Zararda olan veyahut indirim veya istisnalar nedeniyle vergi matrahı oluşmayan gelir vergisi mükellefleri açısından bu durumun bir avantajı yok. Ancak gelir vergisi matrahı oluşan işletmelerin yılın son günü dahi olsa satın aldıkları binek otomobillere ait KDV ve ÖTV’yi doğrudan gider yazabilmeleri mümkün. Bu durumda söz konusu KDV ve ÖTV tutarı toplamı kadar ilave bir gider kalemi oluşmakta. Bu gider kaleminin işletmeye net katkısı; gelir vergisi mükellefleri için ise vergi matrahı tutarına göre %15 ile %35 arasında olacaktır.

3- Binek otomobillerin Motorlu Taşıtlar Vergisi gider yazılamıyor.

4- Otomobil satıldığında, bundan doğan kazanç için vergi ödeniyor. Normal olarak 5 yılda amortisman yoluyla itfa edilen taşıtın 5 yıldan sonraki tüm satış bedeli kazanç olarak gelir vergisine tabi olacak. Ayrıca, düşük oranda da olsa (%1) satış işlemi KDV‘ye tabi.

Burada en önemli unsurlardan biri araç bedeli dışında ödemiş olduğunuz KDV ve ÖTV yükünün işletme üzerinde kalması. Özellikle KDV’nin indirim konusu yapılamaması ödenen KDV’yi maliyet olarak yüklemekte.

Ayrıca satın aldığınız aracın her türlü giderini (bakım-onarım, muayene, kasko) ve riskini de (kaza) işletme üzerine almakta.

III – KİRALANMASI

Yeni bir binek otomobili satın almak yerine kiralamayı tercih ederseniz karşınıza hemen hemen aşağıdaki gibi bir tablo çıkacak:

1- Öncelikle toplu olarak fon çıkışı olmamakta; bu da finansal açıdan belirgin bir rahatlama yaratmakta.

2- Kiralama için ödenen aylık faturalar doğrudan avukatlık bürolarınca gider olarak yazılabilmekte, böylece vergi avantajı sağlanmakta.

3- Binek otomobil satın alındığında KDV’si indirim konusu yapılamamakta ancak kiralama faturalarındaki KDV indirim konusu yapılabilmekte.

4- Aracın kaza yapması, arızalanması, serviste kalması gibi durumlarda kiralama şirketi yeni araç tahsis ederek zaman ve iş kaybını önlemekte.

5- Bazı araç kiralama şirketleri araç lastik değişimlerini ücretsiz (kiralama ücreti dışında ek bir ücret talep etmeksizin) olarak yapmakta.

6- İşletmenize ait araç için ödeyeceğiniz motorlu taşıtlar vergisi gider olarak yazılamamakta; ancak araç kiralandığı takdirde, bu tip giderler de kiralama ücretinin içinde hesaplandığından gider yazılabilmekte.

7- Kiralama konusu araçların yağ değişimleri, motor arızaları, periyodik bakımları, akü değişimleri gibi her türlü bakım ve onarım hizmetleri kiralama şirketi tarafından karşılanmakta.

8- Kiralama süresi sonunda araçlar yeni modelleri ile değiştirilebilmekte.

9- Kiralanan araca ilişkin; muayene ve egzoz emisyon ölçümü ücreti, zorunlu trafik sigortası ve kasko gibi masraflar kiralama şirketi tarafından karşılanmakta.

IV – AVANTAJLI OLAN HANGİSİ?

Karlılık ve vergisel durumu göre araç satın alma veya kiralama daha avantajlı olabilir. Araç satın almak, ilk etapta gelir vergisi açısından avantajlı iken, KDV açısından değil.

İşletmenin satın alma veya kiralama opsiyonları arasındaki tercihini yaparken bu iki hususu göz önünde bulundurması gerekiyor.

Konuyu bir örnek yardımı ile açıklamaya çalışalım:

Örnek: Avukat Bahadır Öztürk’ün Aralık 2016’te satın aldığı binek otomobilinin toplam maliyeti 289.100 TL olup maliyet detayı aşağıdaki gibidir:

100.000 TL Araç bedeli

145.000 TL Özel Tüketim Vergisi

+ 44.100 TL Katma Değer Vergisi

289.100 TL Toplam Maliyet

Satın aldığınız araç için ödediğiniz 44.100 TL KDV’yi indirim konusu yapmanız mümkün değil. Ancak ödediğiniz KDV ve ÖTV’yi doğrudan gider yazabilirsiniz. Böylece aracı satın aldığınız yıl doğrudan gider yazabileceğiniz KDV ve ÖTV toplamı (145.000 + 44.100=) 189.100 TL olarak oluşacak.

O yıl gelir vergisine tabi kazancın olması gider olarak dikkate aldığınız bu tutara isabet eden % 35’e kadar gelir vergisini eksik ödeyeceksiniz. Örneğimizdeki durumu dikkate alırsak, bu da (189.100 x 0,35=) 66.185.- TL gelir vergisi avantajı ortaya çıkmakta.

Bu durumda gelir vergisine tabi kazancı olan bir Avukat Bahadır Öztürk aslında ilk yılda binek otomobil nakit maliyetini ( 289.100 – 66.185=) 222.915TL’ye indirmiş oluyor.

Ayrıca Avukat Bahadır Öztürk’ün araç bedeli üzerinden amortisman ayırması mümkün. Ancak binek otomobillerde diğer iktisadi kıymetlerden farklı olarak yıllık değil aylık amortisman hesaplamanız gerekiyor

Her ne kadar ödenen KDV’nin gider yazılabilmesine müsaade edilmesi nedeniyle 2016 hesap döneminde gelir vergisi açısından bir avantaj varmış gibi görünse de aslında ödenen KDV’nin indirim konusu yapılabilmesi gerekirdi. Ancak ilgili Kanun buna izin vermemekte. Bu nedenle ödenen KDV tutarının % 80’lik kısmı, serbest meslek erbabı üzerinde yük olarak kalmakta. Zira ödenen KDV’nin indirimine müsaade edilmiş olsaydı; Avukat Bahadır Öztürk yeni araç alımı nedeniyle ödemiş olduğu 44.100 TL’lik katma değer vergisinin tamamını hesaplanan KDV’den mahsup edecek ve vergi dairesine bu tutar kadar eksik KDV ödeyecekti. Oysa doğrudan KDV açısından indirim yapamadığı KDV tutarını gider yazmak suretiyle sadece gelir vergisi oranı olan % 35’i kadar bir tutar vergi avantajı olmaktadır. Geri kalan % 65’lık kısmı ise ek maliyet yük olarak kalmakta.

Diğer taraftan binek otomobil iktisap eden işletmenin 2016 hesap döneminde gelir vergisine tabi bir kazancı çıkmıyorsa araç alımının vergisel hiçbir avantajı kalmıyor. Ayrıca hemen belirtelim ki aracı bir müddet sonra satarsanız, satış bedelinin önemli bir kısmı satış kazancı olarak gelir vergisine tabi olacak. Yani daha önce kullandığınız vergisel avantajların bir kısmı handikaba dönüşecek. Tabi bir de ikinci el araç satışı % 1 oranında KDV’ye tabi.

Avukat Bahadır Öztürk binek otomobili satın alma yerine kiralama yolunu seçerse, adına düzenlenen kira faturasının tamamını gider yazarken, KDV’yi de indirim konusu yapabilecek. Kira bedelinin indirim konusu yapılmasında ise işle ilgili olmak kaydıyla herhangi bir sınır yok.

Avukat Bahadır ÖZTÜRK

 
 
 
 
 
 
 

Copyright © 2024 . Tüm Hakları Saklıdır.